Basın meslek örgütleri: Kanun tasarısının içerisinde gazeteciler yok

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Lideri Turgay Olcayto şunları söyledi İktidarın çok sesli bir toplum yaratmak istemediği açık Tek sesli tek kanıyı içeren bir topluma dönüştürmek konusunda çalışmaları var Son tasarı bunlardan biri İktidarın baskıları zulmü yetmezmiş üzere bir de toplumsal medyadaki kapıları kapatmak istiyorlar Korkuyorlar korkmasalar bu türlü bir şey yapmazlar Demokrasi için bir arpa uzunluğu yol alamadık Ne yazık ki bu bu türlü tek parti periyodundan bugüne kadar gelen süreçte rol aldı Darbelerle iktidarın baskıları ile askerlerin baskılarıyla insanların fikirleri örselenmiş Edilgin kılınmış bir toplum Bu tasarı da onun bir vesilesiydi TGC olarak bu yasanın çıkmaması için uğraş gösterdik çaba gösteriyoruz Vicdanın sesini değil iktidarın reislerinin sesini dinleyen bir iktidar kümesi var Ne gelirse Meclis’e ellerini kaldırıyorlar Sanki bir yanlış yaptım mı diye düşünmeden parlamentodan bir şey beklemek mümkün değil Yarın Meclis’e inerse cezaevlerine yeni müşteriler eklenecek Müşteriler diyorum artık Türkiye de cezaevi inşaatları süratle sürüyor Ne kadar çok doldursak orayı o kadar iktidarda kalacağını zanneden bir idare var Onlara ne anlatılabilir İşte neyse arkadaşlarımız gitti Komitelerde konuştular Bugün konuşan arkadaşlarımız var kimi kümelerde Lakin bir şey fark ettirmiyor İmam bildiğini okuyor

TÜRKİYE TARİNİN EN BÜYÜK SANSÜR YASASI

Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Lideri Gökhan Durmuş ise kanun tasarısının çıkmaması için meslek örgütlerinin çaba ettiğini söyledi Durmuş Neden çıkmasını istemiyoruz Öncelikle şöyle bu kanun teklifi gazetecilere basın meslek örgütlerine sorulmadan hazırlandı Bürokratlar tarafından avukatlar tarafından hazırlandı Hasebiyle bu kanun tasarısının içerisinde gazeteciler yok Gazetecilerin menfaatleri yok Gazetecilerin haber ve yapmasını kolaylaştıracak bir düzenleme yok Tam zıddı Türkiye tarihinin tahminen de en büyük sansür yasası Neden Türkiye tarihin en büyük sansürü yasası diyoruz Zira yalnızca gazetecilik faaliyetini değil birebir vakitte toplumun haberleşme kanallarına dönüşen toplumsal medya ağlarını da denetim altına alan onları da susturmaya çalışan bir kanun Bu kanun teklifi iki haftadır Meclisin Dijital Mecralar ve Adalet Komisyonu nda görüşüldü Buralara meslek örgütleri olarak katıldık ve itirazlarımızı ilettik bütün küme başkanvekilleri ile görüştü itirazlarımızı ilettik Her bir görüşmenin gerisinden bir şeylerin düzeleceğine dair sinyaller aldık lakin yarın meclis gündemine birebir halde hazırladıkları biçimiyle tıpkı biçimde geri geliyor dedi

Daha kanun çıkmadan Diyarbakır’da 16 gazetecinin tutuklandığını aktaran Durmuş Baktığımızda cürüm olarak gösterdikleri hata kanıtı olarak gösterdikleri şeyler kameralar fotoğraf makineleri ve haber için Geçtiğimiz günlerde 2 gün evvel yanlış hatırlamıyorsam Ordu da bir internet haber sitesi haber kaynağın açıklanmadığı için bütün bilgisayarlarına el konuldu Haber kaynağını açıklamaya zorlandı Bu yasa gün içerisinde dezenformasyonla uğraş edeceğiz derken aslında haberi ortadan kaldırmaya çalışan bir düzenleme var Dezenformasyon ve palavra haberle çaba edeceğiz derken savcılara yargıçlara neyin palavra neyin hakikat olduğunu kararını verme yetkisi var İnternet medyasına basın kartı vereceğiz resmi ilan vereceğiz derken onları basın ilan kurumu üzere özelliklerini kaybetmiş büsbütün iktidarın ofisi üzere çalışan bir kuruma devretme onların kartını iptal edip ilanını iptal etme hakkını verme üzere bir düzenleme var Yani aslında ikinci bir RTÜK oluşturuluyor Basın ilan kurumu düzenlemesiyle yetkilerin buraya devredilmesiyle birlikte biz basın meslek örgütleri olarak şunu diyoruz Evet biz palavra haberi savunmuyoruz Dezenformasyona karşı çaba edilmeli lakin bunu belirleyecek olan bu Bu mevzudaki bir düzenlemeyi yapacak olan bürokratların değil siyasetçiler değil basın meslek örgütleridir Bu dizaynın içerisinde gazeteciler yok Bu tasarının içerisinde haber yok Bu dizaynın içerisinde yalnızca sansür var O yüzden biz bu tasarıyı kabul etmiyoruz Geri çekilmesini istiyoruz sözlerini kullandı

HUKUKİ BİR METİN DEĞİL MUĞLAK SÖZLER VAR

Basın Kurulu Genel Sekreteri Mustafa Eşmen ise Kanun teklifinin yasalaşmasıyla temelde şiddetle karşıyız Bütün meslek örgütleri tam bir dayanışma içinde buna karşı çıktı İktidarın başında tam bir sansür yasası var Birebir halde geçirmek için yapıyor Seçim ortamına giderken bu gelişmenin olması daha bir mana taşıyor Türel bir metin değil Baş karıştırıcı muğlaklık var Özgür ve bağımsız medya yönelik iktidar sopası olarak kullanılacak Meslektaşlarımız gece meskenleri basılarak gözaltına alıyorlar tutuklanıyor haklarında dava açılıyor Gazeteciler ömürlerini adliye hususlara geçiyor Şu anda bile Bu yasa çıktıktan sonra durum daha da vahim olacak Palavra haber ve dezenformasyon ile uğraş elbette edilmelidir Fakat bu halkın haber alma ve gerçekleri öğrenme hakkını gasp etme derdi diye konuştu

YENİ BİR PERİYODA HAKİKAT GİDİYORUZ

Disk Basın İş Genel Sekreteri Özge Yurttaş ise şunları söyledi Bu yasa Meclis’e geldi evvel komitesi akabinde Genel Kurul’a indirilmeye hazırlandığı devirde Diyarbakır daki meslektaşlarımızın tutuklanması ve bununla eş vakitli olarak AKP’yi desteklemeyen şu andaki iktidarı desteklemeyen muhalif bir akım televizyon kanallarına iktidar imkanları yoluyla verilen cezaların gösterdiği bir şey var O denli görünüyor ki Türkiye bir sonraki genel seçime kadar başta medya olmak üzere basın ve tabir özgürlüğünün alanını giderek daraltmaya çalışıyorlar Gazeteciler yaptıkları haberler nedeniyle maksat haline geldi Hukuk söz özgürlüğü halkın haber alma özgürlüğü korunmadı Tersine bu alanlarda faaliyet yürüten meslek icra edenlere karşı bir atak aracına dönüştürüldü Yeni bir periyoda gerçek gidiyoruz Böylesi boğucu bir atmosfer önünde olduğumuzu söylemek mümkün O yüzden bugün bu itirazımızı birlikte lisana getirdiğimiz itirazımızı aslında bir başlangıç olarak düşünmeliyiz Bundan sonrasında da yeni atak dalgaları karşısında basın ve söz özgürlüğünün giderek daraltıldığı gazetecilik mesleğini icra edemez hale getirilmeye çalışıldığı bir dalga karşısında da birlikte kimseyi geride bırakmadan çaba etmenin daha da kıymetli hale geldiğini söylemek mümkün Karşımızdaki maksadın aslında iktidara muhalif olmaktan iktidarı desteklemeyen herkesin direkt amaç haline getirildiği bir sürece yanlışsız gittiğini söylemek mümkün O yüzden biz basın özgürlüğü için halkın haber alma hakkı için yasanın geri çekilmesini istiyoruz Maddeyle bir arada eş vakitli olarak gazeteciler gaye alındı Her türlü operasyonun davanın hukuksal soruşturmanın da gözden geçirilmesi gerektiğini düşünüyoruz Bunlar özgür basın için daima birlikte gayret etmeye devam ederiz

ELEŞTİRİLERİMİZİ DİKKATE ALACAĞINA SALDIRGANLIĞI ARTIYOR

PEN Muharrirler Derneği 2 inci Lideri Halil İbrahim Özcan maddeyi memleketler arası platformlarda anlatacaklarının altını çizdi Sürekli basının susturulmaya çalışılarak bir yere varılamayacağını her keresinde lisana getirmemize karşın kulakları sağır olan iktidar bu tenkitlerimizi dikkate alacağına saldırganlığını gitgide artıyor İktidar endişe iklimini canlı tutmak için dezenformasyon ile gayret ismi altında tekrar gayesine fikir ve söz özgürlüğünü koymuştur Bu ne demektir Bu yasa çıkarsa daha fazla sansür demek Aslında hassas vatandaşların her ne demek ise CİMER e daima şikayetleri ile birlikte ya da şikâyet ettirmeleri ile birlikte durduk yere arkadaşlarımızın da içinde olduğu toplumsal medya paylaşımlarından ötürü tutuklamalar cezalandırmalar gündeme gelmektedir Ben birebir vakitte mahpustaki PEN Muharrirler Derneği’nin mahpustaki müellifler komitesi başkanlığını da 15 yıldır yaptığım için duruşmalara da gittiğinden biliyorum Yani şiddet olmayan hakaret etmeyen toplumsal medya paylaşımları bile yıllar sonra tekrar gündeme gelerek bunun örnekleri var Biz memleketler arası PEN olarak bu yasaya niçin karşı olduğumuzu neden karşı olduğumuzu milletlerarası platformda da anlatmaya çalışacağız

SANSÜRÜN OTOSANSÜRÜN ARTIRILACAĞI KORKULARIMIZ VAR

Türkiye Yayıncılar Birliği Lideri Kenan Kocatürk da 11 yıl evvel atılmış bir tweet yüzünden içinde şiddet içermeyen bir tweet yüzünden müellif Yavuz Ekinci arkadaşımız ceza aldı Bu bir tek olay değil Buna benzeri bir sürü hadise var Cezaevlerine kitaplar girmiyor kitapları yasaklıyorlar Bunların içerisinde bakıldığında nefret kabahatleri içine sokulabileceği ismine terör ya da rastgele ismi sanı muhakkak olmayan hesaplar içerisinde yürütülen nefret cürümleri ile ilgili bugüne kadar bir tane açılmış dava görmedim Onlarla ilgili bir dava görmezken sansürün otosansürün artırılacağı korkularımız var Lakin bununla ilgilide biz basın mensuplarının yanındayız Yayıncılar olarak biz de bundan çok etkilendiğini düşünüyorum Zira artık niyet ve tabir özgürlüğü ya da insanların fikirlerin toplumsal medya içinde yazarlarımızı da yayıncıların da fikirlerini beyan ettikleri şeyin içinde hangisinin mutlak manada kabahat olup olmayacağını bilmiyoruz Bununla ilgili de dün nasıl uğraş ettiysek kanıyı tabir özgürlüğünü savunmayı savunma sorununu yeni kanunlarla da yeniden savunacağını altını çizmek istiyorum dedi