İtalyan gazeteci Guisseppe Acconcia, konuşma yapmak için davetli olduğu Ege İnsan Hakları Okulu Çalıştayı’na katılmak için İzmir Adnan Menderes Havalimanı’na geldi. Lakin Acconcia, ülkeye giriş yasağı olduğu gerekçesiyle geri gönderildi. Acconcia, çalıştaya görüntü konferans tekniği ile katıldı.
‘TÜRK DEVLETİNİN TAARRUZLARINI BİLİYORUZ’
Artı Gerçek’ten Seda Taşkın’ın haberine nazaran, Acconcia, gönderdiği görüntüde, “Bugünkü toplantının emeli var olan otoriteryanizm biçimlerini, vakit zaman faşizme varan popülist tepki biçimlerini tartışmaktı. Lakin Türk yetkilileri tarafından İzmir havaalanında ülkeye teşebbüs engellendi” dedi.
Kendisinin bir gazeteci olduğunu ve İtalya’daki Padova Üniversitesi’nde siyasal sosyoloji dersleri verdiğini söyleyen Acconcia, “Hem bir araştırmacı hem de bir gazeteci olarak Arap Baharı’nın tesirli olduğu ve bu görüntüde kısaca bahsedeceğim Mısır, Tunus, Suriye, Türkiye üzere ülkelerdeki gelişmeleri takip ediyorum” diye konuştu.
“Türk yetkililerinin, Kürt problemiyle ilgili tavrını eleştirenler için seyahat ve tabir özgürlüğünün olmaması nitekim çok üzücü” diyen Acconcia, kelamlarını şöyle sürdürdü: “2015’te Rojava’daki Kürtlerin IŞİD’in cihatçı milislerine karşı gayretini haberleştirdiğimiz için haksız yere hudut dışı edilmiştik. Öbür gazetecilerle birlikte bu çalışmayı yürütüyorduk ve sona gittiğimizde tutuklandık. Birkaç gün tutulduktan sonra hudut dışı edildik. O vakit, Türk yetkilileri birkaç yıl içinde bu kararın düşeceğini bildirmişti. Lakin görünüşe nazaran 7 yıl geçmesine karşın karar hâlâ geçerli.”
Türkiye’ye girişinin engellenmesinin söz özgürlüğüne yönelik bir taarruz olarak pahalandıran Acconcia, “Çünkü Türk yetkilileri bölgedeki olayların duyurulmasını istemiyor. Türk devletinin Rojava’nın devam etmemesi için tampon bölge dayatmasını, Kobane ve Afrin üzere kantonlara hücumlarını biliyoruz. Kuzey Suriye, Irak ve Türkiye Kürdistan’ına bilhassa Ukrayna savaşının patlak vermesiyle yapılan akınları biliyoruz” tabirlerini kullandı.
‘İNSAN HAKLARI TÜRK MAKAMLARININ SALDIRISI ALTINDA’
Acconcia konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bu taarruzlar Türkiye’de HDP başta olmak üzere Kürt siyasetçilerin ve parti önderliğinin siyaset yapmasını engelleyen tavrın bir kesimiydi. Türk yetkilileri son birkaç yılda Kürt meselesine bu tıp tavırlarla cevap verdi. 2016’daki başarısız darbe teşebbüsünden sonra, kelam konusu tavırlar müelliflere, gazetecilere, araştırmacılara ve Türk hükümetine muhalif niyete sahip tüm bölümlere yanlışsız genişledi. Yalnızca Barış için Akademisyenler bildirisine imzacı olanların başına gelenleri düşünmek bile kâfi olur.”
Arap Baharı’ndan da örnekler veren Acconcia, popülizmin yalnızca Kuzey Afrika ve Ortadoğu’da değil, Avrupa’da birçok otoriter rejim tarafından başvurulan bir sistem olduğunu söyledi. Acconcia, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Burada İtalya’da şu anki durumu hatırlayabiliriz; Meloni, post-faşist bir yapının önderi olarak ülkenin birinci bayan başbakanı olacak. Hasebiyle popülizm yalnızca Kuzey Afrika ve Ortadoğu’ya has denemez. Hem sağdan hem soldan popülist tavırlar takınan siyasal yapılar mevcut. Mesela 5 Yıldız hareketi üzere kümeler bunlar ortasında sayılabilir. Münasebetiyle Tunus’ta da yeni tip popülizm ve otoriterlik için yeni bir örnek teşkil ettiği söylenebilir. Türkiye’ye dönecek olursak, Barış için akademisyenlerin söz özgürlüğüne bir akın olduğundan kelam etmiştim. Hatta benim hudut dışı edilmem de bu siyasetin bir kesimi olarak görülebilir. İnsan haklarının Türk makamları tarafından akın altında olduğunun bir ispatı bu tavır. Bu da önlenmesi, uğraş edilmesi gereken yeni tip popülist bir otoriterlikle karşı karşıya olduğumuzun bir göstergesi.”
Bu periyotta Türkiye’deki insan hakları ihlallerinin ana akım medyada yer bulmayı bıraktığına değinen Acconcia, “Boğaziçi Üniversitesi üzere örneklerden de gördüğümüz üzere Türk yetkililerin baskısı gündelik hayatta devam ediyor. Bu ve öteki hususları ayrıntılıca tartışma fırsatı bulamadığım için çok üzgünüm ancak eminim öteki bir aktiflikte bu fırsatı yakalarız. Bu vesileyle İran’da türban takma zorunluluğuna karşı gayret eden ve İran rejiminin akınlarına maruz kalan bayanları selamlıyorum” dedi.
