Karar muharriri Mustafa Karaalioğlu “erken seçimin Erdoğan için bir avantaj olmadığını” söyledi. Erdoğan’ın, “süresini sonuna kadar kullanıp, türlü ekonomik paketleri deneyerek seçime krizsiz girmek için vakit kazanmaya çalıştığını” belirten Karaalioğlu, muhalefetin de adayını açıklamayarak elindeki tek erken seçim kozunu harcadığını ileri sürdü.
Mustafa Karaalioğlu’nun “Erdoğan rakip adayın gecikmesinden şikayetçi midir?” başlıklı yazısı şöyle:
“Son olarak GÜZEL Parti önderi Meral Akşener lisana getirdi. ‘Seçim tarihini açıkla, sonraki gün adayımızı ilan edelim’ dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ve Cumhur İttifakı’nın aylardır yaptığı davete bu türlü karşılık verdi Akşener. Bilindiği üzere, altılı masa önderlerinin tamamı bu türlü düşünüyor.
Görünürde bu hal bir rest, özgüven ve meydan okuma içeriyor. Yani, muhalefet seçime hazır ve aday ismini gizleyerek iktidarın merakını artırıyor. İktidarın daima yanılgı yapması nedeniyle vaktin kendi lehlerine gelişmesinden yararlanıyor. Muhalefet bir yandan da adayı erken açıklamayıp yıpranmasını önlemek üzere bir ihtiyat gözetiyor. Buraya kadar güzel…
Ancak, problemin iktidar açısından da siyasi manası ve avantajları var. Birincisi ve en değerlisi iktisatta tablonun bu kadar olumsuz olduğu ortamda beş yıllık devri sonuna kadar kullanabilecek olmak büyük bir muvaffakiyettir. Diyebiliriz ki Erdoğan’ın en büyük siyasi başarısı, bu iktisada karşın erken seçime gitmeden vaktinde seçim yapabilmek olacaktır. Böylece zımnen, aslında iktisadın o kadar da berbat olmadığı, fevkalâde bir idare sorunu bulunmadığı ve durumun abartıldığı kanaati pekişmektedir. Bu sayede iktidar iktisat bakanlarını, Merkez Bankası liderlerini tekraren değiştirebilmekte ve ömrü birkaç ayı geçmeyen iktisat modelleri yahut ağır maliyetli enstrümanlarla talihini deneyebilmektedir. Yalnızca son bir yılda Çin modeli, rekabetçi kur ve cari açığı azaltma modelinden enflasyonla büyüme modeline, oradan kur muhafazalı mevduatla Türkiye iktisat modeline; olmayınca tekrar enflasyonu azaltma modeline ve en nihayet gelire endeksli senede kadar birbiriyle alakasız birçok metodu deneme imkanına kavuşmuştur. Her modelin ve enstrümanın sisteme, bütçeye ve gelecek yıllara yüklediği maliyetlerine aldırmadan, sınırsızca deney yapabilmek bulunmaz bir siyasi imtiyazdır. Bu yolu, seçim takviminde kararı Erdoğan’a büsbütün teslim ederek muhalefet kolaylaştırmıştır. Aday belirleme kararı rutin seçim takvimine bağlandığı için iktidarın üzerindeki erken seçim baskısı büsbütün bitmiş durumdadır. Yakın tarihin en büyük enflasyonu, hayat pahalılığı, kur şoku, işsizliği ve faiz oranları yaşanırken, iktidarın süreyi sonuna kadar kullanarak seçime gitmesi küçümsenemez bir siyasi muvaffakiyettir ve bunda muhalefetin hissesi büyüktür.
Dolayısıyla, Erdoğan’ın altılı masadan gelen ‘Seçimi açıkla, adayı açıklayalım’ halinden şikayetçi olduğu düşünülemez. Zira, aday erkenden açıklanmış olsaydı erken seçim baskısı artacak ve büyük ihtimalle de bu baskı sonuç alacaktı. Muhalefetin tahlilin bilakis altılı masanın adayı değil, Erdoğan yıpranacaktı. Ayrıyeten, bu ağır kurallarda bile olduğu yerde yıpranan bir muhalefet adayı tasası varsa, o yanlışsız aday da değildir. Adayı erken ilan etmenin riskini almak bir siyasi vizyon manası taşırdı. İsmi sanı belirli bir alternatifin ortaya çıkması mevcut ekonomik kaidelerin da eşlik etmesiyle, ‘Daha fazla vakit ve kaynak kaybetmeden çabucak seçim’ hissini güçlendirecekti.
Muhalefet, vakit kendi lehlerine çalışıyor kanısıyla aday ilanını geciktirmekle, en büyük kozunu kaybetmiş oluyor. Ülkeyi erken seçime zorlamanın sandıkta siyasi avantajı olacaktı; bunu elinin karşıtıyla itmiş oluyor. Erdoğan için en berbatı, ekonomik kriz nedeniyle seçime gitmek mecburiyetiydi. Bu sorun ortadan kalkıyor. Bu saatten sonra, seçime kadar dilerse birkaç yeni ekonomik model bile deneyebilir…
İktidar ve Erdoğan için işler yolunda gitmese de muhalefetin cömert ve şefkatli tavrı nedeniyle daha berbatından kurtulma talihi kazanıyor. Aday açıklanmadığı için ve hatta muhalefetin iskeleti oluşmadığı için hala ‘rakipsiz bir iktidar’ imgesi korunuyor. Muhtemelen bir orta; işler denetimden çıktığında tablo daha kötüleşmeden erken seçime gitmeyi tasarlayan Erdoğan, artık buna hiç muhtaçlık olmadığı görmenin memnunluğunu yaşıyor.”
(KAYNAK)
